Yıl 2001 veya 2002 idi. Kültür Bakanlığ'nın düzenlemekte olduğu Geleneksel Türk Sanatları yarışmasının katoloğunda gördüğüm ve çok hoşuma giden Lale formundaki tazhibi ile bu Esmaül Hüsna bana; beni kes diye seslendi. O günün şartlarında zor olsa da Eserin sahibi Zehra ÇEKİN hanımefendiye telefon ile ulaşarak kesmek için izin istedim. Sağolsun müsade ettiler ve çalışmalara başladık. Eserin orjinalindeki nesih yazıları o gün ki imkanlarla katologdan fotokopi ile büyüttüğümüz zaman yazılar çok bozuldu ve kesebileceğimiz şeklin dışına çıktığı için, Hüseyin ÖKSÜZ hocamın Esmaül Hüsnasındaki metinleri kullanmaya karar verdim. Ve bismillah deyip başladık. O gün için resimleyebildiğim kadar bulduğum resimlerden yapım aşamasını sizlere aktarmaya çalışacağım.
İlk olarak zemin de kullanacağımız kaplamayı lale formunda renkli kaplamalar ile hazırladık. Dallarımız yeşil, lalemizin taç yaprakları kırmızı, imza kısmının zemini gene kırmızı ve dış paspartu olarak da bakır rengi kaplama hazırlayarak 12 mm suntamıza sıcak pres usulü ile presledik. Daha sonra zımparasını ve zemin dolgu verniğini yaparak keseceğimiz motif ve yazıları sabitlemeye hazır bir zemin oluşturduk. Ama presten sonraki durumunu o zaman resmetmemişiz buraya da koyamadım. Zemin hazır olduktan sonra kesme işlemine başlıyoruz.
Öncelikle en önemli kısım olan levhamızın ana dış hat kenar çitalarını kesip yapıştırdıktan sonra iç tezyinatın kesme işlemi ile devam ettik. Ana gövde lalenin ve yaprakların iç kısımlarındaki motifleri kestikten sonra Esma'ların hepsi ayrı bir yaprak formunun içerisine göre tasarlanmış olduğundan onları kesip yapıştırıp yazıların kesilip yapışmasına hazır vaziyete getirdik.
Ve başladık yazılarımızı kesmeye. Tabi yazılar, harekeler ufak tefek parçalar olduğu için de bir kaç tanesini kesip yapıştırarak ilerlemeyi tercih ettik. Haliyle ciddi bir zaman aldı. Ayrıca kullandığımız malzeme kontraplak olduğu için de özellikle çok inceleşen yerlerde alt katların kırılması gibi sıkıntılarla karşılaşmak ve atıp yeniden kesmek bu işin bir klasiği halini aldı. Ama başlanan her şey gibi bu da bitiyor işte.
Yazıları da kesip bitirdikten sonra son kat verniğini tamamladık. Vernikten sonra ise gene altın işi başlıyor. Hakikaten fazla zor ve uğraştıran bir iş altın işi. Hem hassas hem de çok itina istiyor. Bu levhada bir de 14-18 ve 23 ayar olarak 3 farklı altın kullanmayı tercih etti iseniz iş iyice bir zorlaşıyor. Tabi bittikten sonra da insanın yüzüne gülüyor.
Zehra hanım'In gerçekten çok hoş ve naif olan bu eserini farklı bir şekilde yapabilmek de ayrı bir keyif oldu bizim için.